II. PARAGRAF
I. “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına”
232 Hıristiyanlar “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına” vaftiz edilirler (Mt 28, 19). Vaftiz olmadan önce adaylara Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’a inanıp inanmadıkları sorulur, onlar da “inanıyorum” diye yanıt verirler: “Bütün Hıristiyanların inancı Kutsal Üçlü-Birlik’e (Aziz. Arslı Cesaire, symb) dayanır.”
233 Hıristiyanlar Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına vaftiz olurlar, bunların adlarına (Bkz. 552’ de papa Vigilus’un 8 manseyonu: DS 415) vaftiz olmazlar; çünkü Herşeye Kadir Baba ve onun biricik Oğlu ve Kutsal Ruh bir tek Tanrı’dır: Çok Kutsal Üçlü-Birlik.
234 Çok Kutsal Üçlü-Birlik gizi, Hıristiyan yaşam ve imanının temel gizidir. Üçlü-Birlik Tanrı’nın Kendisindeki gizidir. Şu halde Üçlü-Birlik imanın tüm öteki gizlerinin kaynağı, onları aydınlatan ışıktır. “İman gerçekleri hiyerarşisinde” (DCG 43) en temel ve en önemli öğretidir. “Tüm esenlik tarihi tek ve gerçek Tanrı’nın, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un kendisini açınladığı, günahtan uzaklaşan insanları kendisiyle barıştıran ve birleştiren yol ve yöntemlerin tarihinden başka bir şey değildir.” (DCG 47)
235 Bu paragrafta Kutsal Üçlü-Birlik gizinin (I) hangi biçimde açınlandığı, Kilise’nin bu giz üzerindeki iman doktrinini nasıl kaleme aldığı (II), son olarak da, Oğul ve Kutsal Ruh’un Tanrısal görevleri aracılığıyla Tanrı Baba’nın nasıl, yaratılış, insanların kurtarılışı ve kutlulaştırma ile ilgili lütufkâr tasarısını gerçekleştirdiği (III) kısaca gözler önüne serilecektir.
236 Kilise Babaları Theologia ile Oikonomia terimlerini ayırt ederler, birinci terimle Tanrı-Üçlü-Birlik’in öz yaşamının gizini, ikinci terimle de Tanrı’nın Kendisini açınladığı ve yaşam ilettiği tüm eserlerini anlarlar. Theologia bize Oikonomia aracılığıyla açınlandı; buna karşılık tüm Oikonomia’yı da Theologia açıklar. Tanrı’nın eserleri Onun Kendisinde ne olduğunu açınlar; buna karşılık, öz Varlığı’nın gizi tüm eserlerin kavrayışını aydınlatır. Örnekseme yoluyla, insanlar arasında bu böyledir. Kişi eyleminde kendisini gösterir, bir kişiyi daha iyi tanıdıkça, onun eylemini daha iyi anlarız.
237 Üçlü-Birlik tam anlamıyla bir iman gizidir, “Tanrı’da saklı gizlerden biridir, yukardan açınlanmamış olsaydı bilinmeyecekti.” (APF 16) Tanrı kuşkusuz kendi üçlü varlığının izlerini eseri olan yaratılışta ve Eski Ahit’teki Vahyinde bıraktı. Ama Kutsal Üçlü-Birlik gibi Varlığı’nın özünün gizine sadece akıl yoluyla ve hatta Tanrı’nın Oğlunun cisimleşmesinden ve Kutsal Ruh’un misyonundan önceki İsrail inancıyla ulaşmak mümkün değildir.
II. Tanrı’nın Üçlü-Birlik olarak açınlanması
Oğul tarafından açınlanan Baba
238 Tanrı’ya “Baba” olarak yakarılması birçok dinde bilinen bir şeydir. Tanrısallık çoğu zaman “tanrıların ve insanların babası” olarak kabul edilir. İsrail’de, Tanrı dünyanın Yaradanı ve Baba olarak bilinir. (Bkz. Tes 32,6;Mal 2,10) Tanrı “ilk-doğan oğlu” İsrail’e armağan ettiği Kutsal Yasa ve onunla yaptığı antlaşma yüzünden de Baba’dır (Çık 4, 22). Tanrı İsrail kralının Babası olarak çağrılır. (Bkz. 2 Sam 7,14) Tanrı özellikle kendisinin sevgi dolu himayesinde bulunan yetimlerin, dulların ve “yoksulların Babası”dır. (Bkz Mzm 68, 6)
239 İman dili Tanrı’yı Baba olarak adlandırarak, özellikle iki görünümünü belirtir: Tanrı her şeyin başlangıcı ve aşkın otoritedir; aynı zamanda tüm çocuklarının üzerine titreyen sevgi dolu iyiliktir. Tanrı’nın bu babaca şefkati Tanrı’nın içtenliğini gösterir, Tanrı ile yaratığı arasındaki yakınlığı daha çok gösteren analık (Bkz. İş 66,13;Mzm 131,2) imajı ile de ifade edilebilir. İman dili İnsan için bir bakıma Tanrı’nın ilk temsilcileri olan ebeveynlerin tecrübelerine başvurur. Ama bu tecrübe bize ebeveynlerin yanılabilir olduğunu söylemektedir, ebeveynler o halde analık ve babalık imajlarını bozabilirler. Şurasını anımsatmakta yarar vardır, Tanrı cinsler arası farklılıkları aşar. Tanrı ne erkektir, ne kadın, Tanrı Tanrı’dır. Tanrı insani analık ve babalığı, (Bkz. Mzm 27,10) onların kaynağı ve ölçüsü (Bkz. Ef 3,14;İş 49,15) olmasına karşın aşar: Hiç kimse Tanrı kadar baba değildir.
240 İsa Tanrı’nın işitilmemiş bir anlamda “Baba” olduğunu açınladı: Tanrı sadece Yaradan olarak değil biricik Oğlu ile olan ilişkisinde ebediyen Baba’dır, karşılıklı olarak Oğul da Babası ile olan ilişkisinden dolayı Oğul’dur: “Oğul’u Baba’dan başka kimse tanımaz, Oğul’dan ve Oğul’un Baba’yı tanıtmayı dilediği kişilerden başkası da Baba’yı tanımaz” (Mt 11, 27).
241 Onun içindir ki havariler İsa’nın “başlangıçta Tanrı’nın yanında olan ve Tanrı olan Kelâm” (Yu 1, 1), “görünmeyen Tanrı’nın görüntüsü” (Kol 1, 15), “Tanrı’nın yüceliğinin parıltısı ve Onun varlığının öz görünümü” (İbr 1, 3) olduğunu söylerler.
242 Onlardan sonra, havarilerin geleneğini izleyen Kilise 325 yılındaki ilk ökümenik İznik Konsili’nde Oğul’un Baba ile “aynı özde” olduğunu kabul etti. 381’de İstanbul’da toplanan ikinci ökümenik Konsil, İznik’teki İnanç İlkeleri’nde yer alan bu ifadeyi koruyarak şöyle açıkladı: “Tanrı’nın biricik Oğlu, ezelde Baba’dan doğmuş, nurdan gelen nur, gerçek Tanrı’ dan gelen gerçek Tanrı, yaratılmış olmayıp, Baba ile aynı özdedir.” (DS 150)
Kutsal Ruh’la açınlanan Baba ve Oğul
243 İsa Paskalyası’ndan önce bir “başka Parakletos”u (Tesellici), Kutsal Ruh’u göndereceğini bildirdi. Yaratılıştan beri (Bkz. Yar 1,2) iş başında olan, eskiden “peygamberler aracılığıyla konuşan” (İznik-İstanbul Credo’su) Kutsal Ruh, bundan böyle havarileri eğitmek (Bkz. Yu 14,26) ve onları “tüm gerçeğe yöneltmek” (Yu 16, 13) amacıyla onların yanında ve içinde (Bkz. Yu 14,17) olacaktır.
244 Kutsal Ruh’un ebedi başlangıcı, dünya görevinde açınlanmaktadır. Kutsal Ruh havarilere ve Kilise’ye, Baba tarafından Oğul adına olduğu gibi, bir kez Babası’nın yanına döndükten sonra (Bkz. Yu 14,26; 15, 26; 16, 14) şahsen Oğul tarafından da gönderilir. İsa’nın yüceltilmesinden sonra (Bkz. Yu 7,39) Kutsal Ruh’un gönderilmesi Kutsal Üçlü-Birlik gizini tam olarak açınlamaktadır.
245 Kutsal Ruh’la ilgili havarilerden gelen inanç ilkesi 381’ de İstanbul’daki ikinci ökümenik Konsil’de açıklandı: “Hayatın kaynağı ve Rab olan Kutsal Ruh’a inanıyoruz; Kutsal Ruh Baba’dan gelir.” (DS 150) Kilise bununla Baba’nın “Tanrılıktaki her şeyin kaynağı ve başlangıcı olduğunu” (638’deki VI. Toledo Kon: DS 490) kabul eder. Bununla birlikte Kutsal Ruh’un ebedi başlangıcı Oğul’un başlangıcı ile bağıntılıdır: “Üçlü-Birlik’in Üçüncü Kişisi olan Kutsal Ruh Tanrı’dır, Baba ve Oğul ile birdir ve Onlara eşittir, Onlarla aynı özde ve aynı doğadandır. ( … ) Bununla birlikte, Kutsal Ruh sadece Baba’nın Ruhu değil, ama Baba ve Oğul’un Ruhu’dur” (675’teki XI. Toledo Kon: DS 527) denir. İstanbul Konsili Credosu şöyle der: “Ona Baba ve Oğul ile birlikte aynı şekilde tapılır ve O aynı şekilde yüceltilir.” (DS 150)
246 Credo’nun Latin geleneği Kutsal Ruh’un “Baba ve Oğul’ dan (filioque) geldiğini” söyler. 1438’deki Floransa Konsili bu konuya açıklık getirmiştir: “Kutsal Ruh özünü ve varlığını hem Baba’dan hem Oğul’dan alır ve ezelden beri bir tek Ana Kaynaktan ve bir tek spirasyon hem Birinden hem de Ötekinden gelir … Baba, Baba olma özelliği dışında sahip olduğu her şeyi, bizzat Kendisi biricik Oğluna, Onu doğurarak verir, Kutsal Ruh’un Oğul’dan gelmesini de, Oğul Kendisini ezelden beri doğuran Babası’ndan ezelden beri alır.” (DS 1300-1301)
247 Filioque sözcüğü 381’deki İstanbul Konsili’nde açıklanan İnanç İlkeleri’nde yer almıyordu. Papa S. Leon, bunu eski Latin ve İskenderiye geleneklerine dayanarak, henüz Roma 381’deki İnanç İlkelerini 451’deki Kadıköy Konsili’nde tanıyıp kabul etmeden önce 447’de (Bkz. DS 284) dogmatik olarak ilan etmişti. Bu ifadenin Credo’ya girerek Latin litürjisinde kullanılması yavaş yavaş olmuştur (VIII. ve IX. yüzyıllar arası). Latin litürjisi ile İznik-İstanbul Credosu’na filioque sözcüğünün eklenmesi bugün bile Ortodoks Kiliseleri ile bir ayrılık nedenidir.
248 Doğu geleneği öncelikle Baba’nın Kutsal Ruh’a göre birinci kaynak niteliği üzerinde durur. Kutsal Ruh’un “Baba’dan çıktığını” (Yu 15, 26) aynı zamanda Kutsal Ruh’un Oğul aracılığıyla Baba’dan çıktığını (Bkz. AG 2) söyler. Batı geleneği ise önce Baba ile Oğul’un aynı özde olduklarını söyleyerek Kutsal Ruh’un Baba’dan ve Oğul’dan (filioque) geldiğini söyler. Bunu da “haklı ve mantıklı bir biçimde” (1439’daki Floransa Kon: DS 1302) ifade eder, çünkü Tanrısal kişilerin aynı özde olmalarındaki ebedi düzeni Baba’nın “başlangıcı olmayan başlangıç” (DS 1331) olarak Kutsal Ruh’un ilk kaynağı olmasını kapsar, ama aynı zamanda biricik Oğul’un Babası olarak, Onunla birlikte “Kutsal Ruh’un geldiği biricik ana kaynak”tır. (1274.’deki II. Lyon Kon: DS 850) Bu yerinde tamamlayıcı bilgi, katılaştırılmazsa belirtilen aynı giz gerçeğinde ifade edilen inanç benzerliğine dokunmaz.
III. İman doktrininde Kutsal Üçlü-Birlik
Üçlük Birlik dogmasının oluşması
249 Kutsal Üçlü-Birlik’in açınlanan gerçeği Hıristiyanlığın daha başından beri, özellikle de Vaftiz aracılığıyla yaşayan imanın köklerinde bulunuyordu. Bu inanç ifadesi vaftiz inancı kuralında, Kilise’nin duasında, din eğitiminde ve vaazda açıkça belirtilmektedir. Bu açık ifadeler esinleme tanıklıkları olarak havarilerin yazılarında, daha sonra da liturjilerde görülmektedir: “Rab Mesih İsa’nın lütfu, Tanrı’nın sevgisi ve Kutsal Ruh’un beraberliği hepinizle birlikte olsun” (Bkz. 1 Kor 12,4-6; Ef 4,4-6) (2 Kor 13, 13).
250 İlk yüzyıllar boyunca, Kilise gerek Üçlü-Birlik’e olan inanç anlayışını derinleştirmek gerek onu deforme edecek yanlış fikirlere karşı savunmak amacıyla bu inancını daha açık bir şekilde dile getirmeye çalıştı. Bu çalışma, Kilise babalarının dinbilimsel çalışmalarının yardımı ve Hıristiyan halkının inanç anlayışıyla desteklenen eskiden toplanmış Konsillerin görevleri arasında yer alıyordu.
251 Üçlü-Birlik dogmasının kaleme alınması amacıyla Kilise felsefe kökenli kavramlardan oluşan özel bir terminoloji geliştirmek zorunda kaldı: “Töz”, “kişi” ya da “hipostaz”, “ilişki” vb. Böyle davranarak imanı insan bilgeliğine tabi kılmadı, ancak bundan böyle insan aklıyla kavrayabileceğimizin çok ötesinde olan sözle anlatılamaz bir gizi belirtmeye çalışan bu terimlere işitilmemiş, yeni bir anlam kazandırdı. (APF 2)
252 Kilise “töz” terimini (bazen “öz” ya da “doğası”) Tanrı varlığını tekliğinde belirtmek için; “kişi” ya da “hipostaz” terimini de Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un kendi aralarındaki gerçek farklılıklarını belirtmek için; “ilişki” terimini de aralarındaki farklılığın birbirlerine olan göndermelerde yattığını göstermek için kullanmaktadır.
253 Üçlü-Birlik tektir. Biz üç tanrı olduğunu değil, ama tek bir Tanrı’da üç kişi olduğunu söylüyoruz: “Eşözlü Üçlü-Birlik.” (553’teki II. İstanbul Kon: DS 421) Tanrı’daki kişiler biricik tanrısallığı kendi aralarında paylaşmış değiller ama her biri tamamen Tanrı’dır: “Baba aynen Oğul gibi, Oğul aynen Baba gibi, Baba ve Oğul aynen Kutsal Ruh gibi bu gerçeğin kendisidirler, yani doğaları gereği tek Tanrı’dırlar.” (675’teki XI. Toledo Kon: DS 530) “Her üç kişi de Tanrısal doğa, öz ve töz’dür.” (1215’teki IV. Latran Kon: DS 804)
254 Tanrı’daki kişiler gerçekten birbirlerinden farklıdırlar. “Tanrı tektir ama yalnız değildir.” (Fides Damasi: DS 71) “Baba”, “Oğul”, “Kutsal Ruh” sadece Tanrı varlığının kiplerini belirten adlar değillerdir, zira kendi aralarında gerçekten farklıdırlar: “Oğul olan kişi Baba değildir, Baba olan kişi de Oğul değildir, Kutsal Ruh olan kişi de ne Baba’dır ne Oğul.” (675’teki XI. Toledo Kon: DS 530) Temellerinden gelen ilişkiler yüzünden birbirlerinden farklıdırlar: “Doğuran Baba’dır, Oğul doğan’dır, Kutsal Ruh gelen’dir.” (1215’teki IV. Latran Kon: DS 804) Tanrı tekliği Üçlük’tür.
255 Tanrısal kişiler birbirlerine göre görecelidir. Çünkü Tanrı tekliğini bölmezler, kişilerin kendi aralarındaki gerçek farklılığın kaynağı sadece birbirlerine ilişkin ilişkileridir: “Kişilerin öznel adlarında, Baba Oğul’a ilişkindir, Oğul Baba’ya ilişkindir, Kutsal Ruh da her ikisine; bu üç kişiden ilişkiler göz önüne alınarak söz edildiğinde, bir tek öze ya da doğaya (675’teki XI. Toledo Kon: DS 528) inanılır.” Nitekim, “ilişkide karşıtlık görülmeyen yerde (onlarda) her şey birdir” (1442’teki Floransa Kon: DS 1330). “Bu birlik nedeniyle, Baba bütünüyle Oğul’ dadır, bütünüyle Kutsal Ruh’tadır; Oğul bütünüyle Baba’dadır, bütünüyle Kutsal Ruh’tadır; Kutsal Ruh bütünüyle Baba’dadır, bütünüyle Oğul’dadır.” (1442’teki Floransa Kon: DS 1331)
256 İstanbul’daki Hıristiyan adaylarına “Tanrıbilimci” olarak anılan Nazianzlı Aziz Gregorius şu Üçlü-Birlik imanını emanet ediyor:
Her şeyden önce, Baba, oğul ve Kutsal Ruh’a olan inancımı, yani bu iyi mirası benim için koruyun. Her türlü zevki horgörmemi ve her türlü zorluklara katlanmamı sağlayan bu inanç için yaşadım ve mücadele ettim ve bununla öleceğim. Bugün bu inanç mirasını size emanet ediyorum. Bu inançla sizi şimdi suya sokup çıkaracağım. Bunu size yaşamınızın önderi ve yoldaşı olarak veriyorum. Size, Üçte Bir olarak var olan ve Üç’ü farklı bir biçimde içeren tek bir Tanrısallığı ve Gücü veriyorum. Töz ya da doğa aykırılığı olmayan, yükselten bir yüksek derecesi, alçaltan bir alçak derecesi olmayan Tanrılık. ( … ) Bu üç sonsuzun sonsuz doğal uyumu. Her biri kendiliğinden göz önüne alınırsa tamamen Tanrı’dır ( … ) Üçü birlikte göz önüne alınırsa Tanrı’dır ( … ) Daha Birliği düşünmeye başlamadan Üçlük-Birlik görkeminde beni yıkıyor. Üçlü-Birlik’i düşünmeye daha başlamadan birlik yeniden içimi kaplıyor … (Or. 40, 41)
IV. Tanrı’nın yapıtları ve Üçlü-Birlik’e ait misyonlar
257 “Ey Üçlü-Birlik’in çokmutlu nuru, Ey esas Birlik!” (LH, hymne de vépres) Tanrı sonsuz mutluluk, ölümsüz yaşam, sönmeyen ışıktır. Tanrı Sevgidir: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Tanrı mutlu yaşamının yüceliğini özgürce aktarmak istiyor. Tanrı’nın dünya daha yaratılmadan önce sevgili Oğlunda oluşturduğu, Mesih İsa aracılığıyla evlatları olalım diye bizi önceden belirlediği (Ef 1, 4-5) yani “evlat olma Ruhu” sayesinde (Rom 8, 15) Oğlunun suretini yeniden oluşturmak amacıyla yazdığı (Rom 8, 29) “lütufkâr tasarısı” işte budur (Ef 1, 9). Bu tasarı Üçlü-Birlik’e ait sevgiden hemen doğan “yüzyıllar öncesinden verilmiş bir lütuftur” (2 Tim 1, 9-10). Bu lütuf tüm yaratılış eserine, düşüşten sonraki tüm esenlik tarihine, Kilise misyonunun sürdürdüğü Oğul ve Kutsal Ruh’un misyonlarında yayılmaktadır. (Bkz. AG 2-9)
258 Tanrı’nın bütün tasarısı üç Tanrısal kişinin ortak eseridir. Bir tek ve aynı doğaya sahip olduğu gibi, Üçlü-Birlik’in çalışması da tek ve aynıdır. (Bkz. 553’teki II.İstanbul Kon: DS 421) “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh yaratıkların üç ana kaynağı değil, biricik ana kaynağıdır.” (1442’deki Floransa Kon: DS 1331) Bununla birlikte, her Tanrısal kişi ortak eseri kendi kişisel özelliğine göre yapmaktadır. Kilise, Yeni Antlaşma’ya (Bkz. 1 Kor 8,6) dayanarak “her şeyin bir Tanrı ve Baba sayesinde var olduğu, her şeyin bir Rab Mesih İsa için yaratıldığı, her şeyin bir Kutsal Ruh’ta olduğu” (II. İstanbul Kon: DS 421) bilinir. Özellikle Kutsal Ruh’un armağanı ve Oğulun cisimlenmesinin Tanrısal misyonları, Tanrısal kişilerin özelliklerini ortaya çıkarır.
259 Aynı zamanda kişisel ve ortak olan tüm Tanrı tasarısı Tanrısal kişilerin özelliklerini ve onların doğasını tanıtır. Tüm Hıristiyan yaşamı da Tanrısal kişilerin her biriyle, onları hiçbir suretle ayırmadan, birlik içinde olmak demektir. Baba’yı yücelten kişi, bunu Kutsal Ruh’ta Oğul aracılığıyla yapar; Mesih’i izleyen kişi, bunu Baba onu çektiği (Bkz. Yu 6,44) ve Kutsal Ruh onu devindirdiği (Bkz. Rom 8,14) için yapar.
260 Tüm Tanrı tasarısının nihai akıbeti, yaratıkların Çokmutlu Üçlü-Birlik’in tam birliğine girmesidir. (Bkz. Yu 17,21-23) Ama Çok Kutsal Üçlü-Birlik şimdiden bizim içimizde oturacaktır: “Beni seven sözüme uyacaktır, Babam da onu sevecektir, ona geleceğiz ve onu kendi konutumuz yapacağız” (Yu 14, 23):
Ey Tanrım, taptığım Üçlü-Birlik, kendimi tamamen unutmama yardımcı ol ki, ruhum şimdiden sanki sonsuz yaşamdaymış gibi, hareketsiz ve sakin bir şekilde sende yerleşebilsin! Ey benim değişmez olanım, hiçbir şey huzurumu bozmasın ve beni senden ayırmasın, ancak geçen her dakika beni senin gizinin derinliklerine daha çok götürsün! Ruhumu yatıştır, onu cennetin, hoşnut kıldığın konutun ve dinlence yerin haline getir; orada seni hiçbir zaman yalnız bırakmayayım, orada tüm benliğimle, tam inançla senin yaratıcı faaliyetine kendimi vereyim. (Çokmutlu Elisabeth de la Trinité’nin duası)
ÖZET
261 Çok Kutsal Üçlü-Birlik gizi Hıristiyan yaşamı ve imanının temel gizidir. Bunun bilgisini bize ancak Tanrı kendisini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh olarak açınlayarak verebilir.
262 Tanrı’nın Oğlunun cisimlenmesi Tanrı’nın ebedi Baba olduğunu, Oğul’un Baba ile aynı özde olduğunu açınlar, kısacası Tanrı Onda ve Onunla birlikte aynı tek Tanrı’dır.
263 Baba tarafından Oğul adına (Bkz. Yu 14,26) ve Baba’nın yanındaki Oğul tarafından gönderilen Kutsal Ruh’un misyonu (Yu 15, 26) onlarla birlikte aynı tek Tanrı olduğunu açınlar. “Ona Baba ve Oğul ile birlikte aynı şekilde tapılır ve O aynı şekilde yüceltilir.”
264 “Kutsal Ruh ilk ana kaynak olan Baba’dan gelir, Baba’nın Oğul’a olan ebedi armağanıyla, Baba ve Oğul’dan birlikte gelir.” (Aziz. Augustinus, trin. 15,26, 47)
265 Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına Vaftiz olarak bu dünyada imanın karanlıkları içinde, ölümden sonra da ebedi nurda Çokmutlu Üçlü-Birlik’in yaşamını paylaşmaya davet edilmiş olduk. (Bkz. APF 9)
266 “Hıristiyan Katolik inancı, Üçlü-Birlik’te tek Tanrı’ya ve tek Tanrı’da Üçlü-Birlik’e, kişileri karıştırmadan ve kişileri cevherden ayırmadan inanmaktan ibarettir: Çünkü Baba’nın kişiliği ayrıdır, Oğul’un kişiliği ayrıdır, Kutsal Ruh’un kişiliği ayrıdır; ama Baba’nın, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un Tanrılıkları bir, yücelikleri eşit ve krallıkları sonsuza dek ortaktır.”(Symbolum “Quicumque”)
267 Oldukları ile ayrılmaz olan Tanrısal kişiler, yaptıkları ile de ayrılmazlar. Ancak biricik Tanrısal çalışmada her biri Üçlü-Birlik’te kendilerine özgü şeyi ortaya çıkarırlar, özellikle Oğulun cisimlenmesinde ve Kutsal Ruh’un armağanındaki Tanrısal misyonlarda.